29 Haziran 2011 Çarşamba

           ceriLevis (Ömür Özdemir)             tweet: "slm soğuk ve yağmurlu hava dalgası. Temmuz geldi hayırdır yağmurlu ve soğuk hava dalgası. Yazıklar olsun sana soğuk ve yağmurlu hava dalgası"

           Yazın gelmesiyle öten kuşlar, ağaçlar yeşillendi falan derken aniden gelen yağmur ve rüzgar, iklimin bu denli entrikalı olmasına, ben Dallas dizisinde ki Ceyara bağlıyorum. Bence Mikail işini ceyara devretti. Çünkü bu hava dallas havası abicim belli yani...

           Değişken olan havanın metorolojiyi nedenli zora soktuğunun da farkındayım. Adamlar işini yapamaz hale geldi. Psikolojik destekle hava sunumu yapan muhabir sayısı artışlarda. Buna dur demenin zamanı geldi artık. Fakat ne kadar dur desekte bugün t-shirt ile çıktığımız hava yarın montla gezdiğimiz havaya, ertesi gün ise yağmurlukla çıktığımız fırtınaya sarması beni tedirgin ediyor. Sizi de ediyordur umarım ki lakin ki bu hava gurban olduğum Ya Mikailden gelebiliyor olabilir ama lakin ki tam da öyle değildir.

           Kışlık giysileriniz hazırda beklesin bence bu gidişle karda yağabilir. Sonuç mu ? Bir sonuç yok ortada sevgili okurlarım. Hiç sonuç yok hemde..!

Bugün " ceriLevis " sayfama konuk oldu takipte kalın. http://twitter.com/ceriLevis  Ömür Özdemir

25 Haziran 2011 Cumartesi

PuCCa. Tweet: "Şanslı masa bize denk gelse, sadece küfür çıkar bizden dıttt koyar dururlar. hepsini bırak o masa 55 bin kez devrilip, o tuzluğu neyse..."

Ağzı bozuk insanlar olduğumuz için nerede ne söyleyeceğimiz belli olmuyor. Ben şanslı masa'nın yanında ki masada bile oturmam, ne olur olmaz ayak üstü koyarız kanala yazık olur. Sonra adamlar uğraşmasın sansürlemek için sikmeyelim canım prog... Lan gene ağzımdan kaçtı bakın bundan bahsediyorum işte...

Kafe ortamında ucuzundan çayını söyleyip muhabbetinı yapan kişiler olaraktan bize gelmez o masa ! Yok otursak bile o arkadaşımızın ağzını yüzünü si... Neyse düşündümde hayali bile asosyal olmaya yetti. Küfür mahallede ki abilerimizin, amcalarımızın ağzına yakışan biri birbiri emzik gibidir. Sen bu emziği ekrana taşırsan ortaya çıkacak sahneden rtük sorumlu olur. Sıkıntı kanala aks eder dolaylı yoldan eğer para kazandıysak ordan düşerler. Yani her yönde zararına oturmuş olur, ödediğimiz hesapla kalırız.

Sıkıntının bu denli büyük olduğu bu ülke herşeyi kaldırırda senin o masada koyduğun küfürü kaldıramaz. Onun için sıkıntı büyük Türkiye, deneme değmez...
Bugün PuCCa sayfama konuk oldu takipte kalın. PuCCaa http://twitter.com/PuCCaa 

23 Haziran 2011 Perşembe

            kulagafiskeatan ( Murat Yıldırım)  tweet: "Taksim osmanbey arası metro çok yavaş ya, işte orada vatmanla konuşma düğmesine basıp ''kaptan yol çok müsait bas abi bas!'' diyesim geliyo"

            Ben küçüklüğümden beri, otobüs ve dolmuşla gidip geldiğim için bazı amcalar vardır hani, şoförle tatlı bir muhabbete girişirler. Konuşurlarda konuşurlar, sonra as as as topuk ! Bilet atmazlardı, ben işin muhabbetinde olmadım Kayseri'li olduğum için hep işin ticari kısmını düşündüm. Dedim ki; "Lan 3 şöferle tanışsam, bunların günde 5 seferi oluyor 3 kere 5 eder 15, saatleri ve plakaları öğren, adamı tanımla, otur muhabbete başla, bilet atmadan in" hesaplarını yaptım. Bu hesabı yurt dışından takip edip, dilimizi bilmeyen okurlarım içinde tercüme ettim bakın (I said; mm! yes I meet the three bus drivers.. hmm! so, like ohh yee!) neyse işte...

             Metro, tramvay bunların kullanıcıları çok soğuk insanlar bence..! O yüzden çok gerek duymadıkça kullanmıyorum. Geçenlerde bastım düğmeye, vatmana bağla kızım dedim, meğer kullanan bayan sürücüymüş. Bana bir çemkirdi, böyle ne biliyim ya çok kızdı, haksızlık yaptı hani. Ben alt takımlardan ses geliyor, bir sanayiye götürek baktırak diyecektim. Sonuçta can taşıyor yani. Oturmuşlar kabine, yolcusundan uzak, camlar zaten filmli, Ray-Ban gözlük sanki bana boing kullanıyor. Hani yaptığı bişeyde yok izledim ben, gördüğüm kadarı ile bir tane kol var onu ileri-geri yapıyor 2 durak arasında. İş basit fakat ben otobüs şoföründen daha klasman sahibi adam görmediğimi vurgulamak istedim sayın okurlarım. Yani sonuç olaraktan, Metro,Tramvay candır binin, genelde boş ve hızlı ama ortam arıyorsanız "Otobüs ve Dolmuş" aga tek geçerim.

      Bugün " kulagafiskeatan " adlı twitter yazarı sayfama konuk oldu takipte kalın http://twitter.com/kulagafiskeatan (Murat Yıldırım)

20 Haziran 2011 Pazartesi

            Bişeydiyo (Güven Akgün)   tweeti: "- bi ekmek parası be abi +allah versin kardeşim allah versin - o da sana yolladı, ne bu ya in çık in çık"
             
             Okuduğum şehir küçük olduğu için, para isteyen insanların hepsini tanıyorum. Yani şöyle açıklayım, evden çarşıya 10dk, çarşıdan eve 10 dk, okuldan eve 10 dk, çarşıdan okula 25 dk, okul çarşı ev karıştırınca 1 saat, eee... buda 40 yapar ! Neyse hesap olduğu kadarıyla para isteyenlerde böyle bişi işte. Mesela orada mekanlara göre dağılım var, cafe ve lokanta önlerinde belli gruplar, pastane ve ptt önlerinde belli gruplar, yol üzerinde de belli gruplar olmak üzere 3 tam, 1 çeyrek grupla Aksaray istikrarlı bir yolda ilerliyor.

            Dün para isteyen çocuk, ertesi günde istiyor, sonraki günde istiyor, bir sonraki gün bir daha istiyor. Durumu açıklıyorum " Çocuğum bende öğrenciyim bak 4 gündür istiyon topladığın paranın bir kısmını bana versen okulumun 4 senelik harcını bir anda yatırırım. Onun için benim fotoğrafımı mı çekiyosun yok ismimi alıyosun kaydette isteme benden, şerefisizim özeniyorum lan !" diye uzaklaştırıyorum ama ne fayda.

           " Allah çok versin, Allah Tuttuğunu altın etsin, Allah sevdiğine kavuştursun, Sev-sevil abim be bi lira atsana şurayada okkadar dua ettik abim be ! " Diye dua satışında bulunanlar var, hani olduda duaları kabul oldu fakat beklemede kalır diye korkuyorum. Parayı yatırmadık ya ! Şimdi düşünüyorum, düşünüyorum işin içinden çıkamıyorum. Acaba "kargo gibi bişi mi la" bu diyorum. "Duayı sepete ekle, siparişi ver, kargo ücretini öde 3 iş gününde kabul olsun" gibiyse sıkıntı var, çünkü ben o dualarla ayakta kaldığımı düşünüyordum. Sonuç olaraktan, alın-verin ekonomiye can verin panpalar...

           Bugün " biseydiyo " adlı twitter yazarı sayfama konuk oldu takipte kalın http://twitter.com/biseydiyo (Güven Akgün)

17 Haziran 2011 Cuma

            Evrimguvenc (Evrim Güvenç)          tweeti: "Sırf insanları denemek için numaradan yere 20 Lira düşürdüm, ayı gibi ilk ben atladım canına yanayım. 20 Lira moruk, az para değil neticede."

             Hayatın pahalı olduğu yerdeyiz sevgili okurlarım. KDV'nin, ÖTV'nin cirit attığı piyasalarda 20 liranın büyük önemi var bilmez değilsiniz. Bugün bir telefon almaya kalksanız atıyorum, 500 lira telefon ama sizde 480 lira var, sormaz mı telefoncu " nerde 20 lira la ?" diye ben sizin yerineze cevaplayım " Sorar valla !" yani bu durumda 20 lira az para değil ! Haa 20 lira yere düşmekle değer kaybeder mi ? Kaybetmez tabi ki de kaybederse oda kullanıcı hatasına girer diyim. Sonra "Picamali adam bize değer kaybetmez dedi bizde yere saçtık 20 liraları" demeyin Değerli Kardeşim !


             Şahsen ben kafası hep yere bakan insanlardanım, kısa yoldan zengin olurum yerde ki paraları toplarsam mantalitesiyle, gezerim sokaklarda hep ama bugüne kadar 10 kuruştan başka para görmedin ağzını kırayım. Gerçi 10 kuruşları toplasaydım büyük bir meblağ elde edebilirdim ama tırstım yahu 10 kuruşa tamah etti dedirtmem kendime ! "Peki biz bu büyük meblağları nerden elde ederiz ?" diye sorarsanız ki , ben sizin yerineze onuda sordum ve araştırdım. Atmler, Cafe önleri(genellikle lüks mekanlar panpalar), Bilet gişe önleri, yanları, arkaları(para uçabilir diye !) gibi noktalarda 2 günlük araştırma yaptım. Hesaplarıma göre 1 ayda 145 lira toplayabiliyoruz.

              Siz siz olun, 20 liranıza sahip çıkın, 20 lira 20 liradır,100 lira da 100 liradır, para da paradır, para parayı çeker, bunlar hep inanılmaz bilgiler, nadir insanların bildiği bilgilerdir..! Parayla kalı... Mmm! şey Esenle kalın sayın okurlarım...

              Bugün " evrimguvenc " adlı twitter yazarı sayfama konuk oldu takipte kalın http://twitter.com/evrimguvenc  ( Evrim Güvenç )
 

15 Haziran 2011 Çarşamba

            Patatisbaski (Ahmet Canseven)   Tweet: " Olimpiyatlara belediye parklarındaki aletlerle spor yapan teyzeleri gönderirsek başarı kaçınılmaz olur. "
          
             Bence parklardaki aletlerin çoğaltılması gerek, evde oturan teyzeler, amcalar, amca ve teyze adayları için ideal bir vakit öldürme alanıdır. Orada sarf edilen enerji ve istikrarla her gün yapılan haraketlerin dışardan bakıldığında ne kadar doğal denmesi gerekirken " ğpasodağposdğpasdğpoa lan puahahha " tarzı random gülüşler veya vay efendim, "gözlerden yaş akması, yok gülmekten yarıldık!" gibi dışa vurum patlamalarla da olur. Şahsen ne zaman görsem krizleri girip iki saat kıvranıyorum. Hep gülmekten kıvrandığımı sanmayın 10 dk. gülüyorum 110 dk. dayağın etkiyse kıvranıyorum. Kolay değil, o cüsse orada o hareketi yapmaya çalışıyor " beyin istekli ama vücud ölmüş be teyzem zorlama diyorum, zorlama diyorum lan artık zorlamasana.. " derken esnaf ve çevrede ki insanların üzerime aniden çökmesiyle oluşan boyun ve belde ki, bilhassa kafada ki ağrılar sonucu kısa bir kriz geçirdiğim olmuştur. Konudan saptık kanımca ama olsun la nerden nereye bak işte...

             Malum son zamanlarda Türkiye'nin olimpiyatlarda ki başarısı ortada . Bu teyzeler, kendi aralarında seçmelere tabi tutularak yeni sırıkla atlama, uzun atlama, engelli atlama, atlar gibi yapma, ve 100-400m düz koşu gibi dallarda üstün başarı gösterebilecek kadar eğitimli ve azimlidirler. Sonuç olarak " Parklarda yaşam var, git bul onu ! " Kampanyalı Park Kondisyon ve Jimnastik Aletleri yaşasın, yaşatılsın, çoğaltılsın diyorum... Esenle kalın sayın okurlarım...


           Bugün " patatisbaski " adlı twitter yazarı sayfama konuk oldu takipte kalın http://twitter.com/patatisbaski  (Ahmet Canseven)
            Twidinebandim (Emre Arısoy)  tweet: " Bu gece Bülent Ersoy çok yakışıklı."

             Ben, Alien ve Predator filmlerini izleyerek büyümüş bir genç olarak bugün size bir saklı gerçeği açıklayacağım. Kimsenin bilmediği, hatta çok az kişinin bu bilgiye eripte hayatta kaldığı gerçeklerine rağmen herşeyi göğüsleyerek bugün size bu sırları açıklayacağım. "Tehlikenin ne kadar yakınındaysanız o kadar güvendesiniz" derler fakat bende g.t olmadığı için şuan nükleer saldırılara dayanıklı sığınağımdan yazdığım bu satırları okumaktasınız. "şaka lan şaka evde pijamayla yazıyorum."
         
            Evet ! O sanatçı kişiliğin altında bir uzaylı var sevgili okurlarım. Korktunuz demi ! Şahsen ben her ekrana çıkışında çok tırsıyorum zat-ı muhteremden. Bilmediğimiz kelimeler kullanıyor, sanki m.ö.'ye ait kitabelerde ki kelimeler  gibi geliyor bana fakat anladım ki kelimelerdeki harfleri doğru kombinasyonlara sokunca aslında merkez üstle irtibata geçiyormuş. Ömer Çelakılla şifrelerini çözdük, yalan yok ! hatta Ömer hızını alamadı bir kaç banka kartı şifresi, facebook şifresi ve laptop şifresi falanda çözdü. Gördüm, çünkü eli ayağı titriyordu çözmese gidiciydi... Neyse konudan sapmayalım.

            Bence o insan maskesinin altında bir predatör yatıyor sevgili okurlarım. Bu yazımdan sonra bana ulaşamazsanız korkmayın, elektrik faturasını yatıramadım bugün keserler elektriği... Baktın kesmediler aaaşamınan haberdar ederim sizleri "Kesmediler panpalar" diyede twitter'da yazarım, sizde "Bize ne amk yeaa" dersiniz, benimde kulaklarım çınlar. Böyle uff! bişi olur yee..!

            Bugün " twidinebandim " adlı twitter yazarı sayfama konuk oldu takipte kalın http://www.twitter.com/twidinebandim  (Emre Arısoy)

       

14 Haziran 2011 Salı

4 Yıllık mı ? 2 Yıllık mı ?

            Ankarne (Ömer Arısoy)  Tweet: Sonuçlar açıklandı ve Akp 4yıllık Türkiye'yi kazandı. İyi yer tutturmuş he 2yıllıkda iş yok.


             Zihniyet yıllardır 4 yıllık bölüm kazandıysa iyi, 2 yıllıksa adam çıkmaz gözüyle bakıldığından eğitim seviyemiz ve kültürümüz son zamanlarda çok artmıştır. "2 yıllıkta okuyanlar adam değil lan ! ne lan 2 yıllık zuhahaha oğlum 2 yıllık mı bi bok olmaz" diye bakan arkadaşlar, sen çoğu lisans bölümününde son zamanlarda önünün kapalı, olduğunu mezunların boşta gezdiğini ve asgari maaşla çalıştıklarının farkında mısın ?
"İnsan kendini geliştirirse, iyi bir üniversitede olursa açıkta kalmaz" lan dallama bizde biliyoruz fakat bu daha çok aileler ve büyükler arasında sorulan bir soru olduğu için, genelde annelerimiz komşulara yada komşuların annelerimize, ailemize atmak istediği havadan kaynaklanıyor. Ömer'in burada deyindiği konu kendi bakış açımla bu olması gerekli yani ne biliyim böyle algıladım ben. İşin içinde ki espri ince değil bildiğin kalın kalın gözler önünde duruyor.
           
            Lisans öğrencisi olarak, kazandığım sene komşuların şu tarz söylemlerine şahit olmuş bir adamım bizzat! "+Bizim kız 300 küsür puan aldı da (öss dönemi) hukuk yazmadı. - Niye teyze ? +Hocaları işletme daha iyi demiş işletme yazdı açık öğretim. + Keşke bu kadar kasmasaymış - Niye ? + Barajı geçincede alıyorla yani. -?!?!?!"  tarzı bir olay geçti başımdan ve herkesin başındanda geçmiştir. Yani teyze diyorum kızın hukuk kazansa bana ne, tıp kazansa bana ne, full yapsa bana ne, ben istediğim bölüme gitmişim haa! bu iki yıllıkta olarabilir, 4 yıllıkta fark etmez eğilimin neyse onu okuyacaksın eğer yapamadıktan sonra tıp kazansan da bir şeye yaramaz.


www.twitter.com/Ankarne (Ömer Arısoy)